28 Eylül Pazar günü, Batı Karadeniz’in en yüksek dağ kütlesi olan Ilgaz Dağları’nın 2.587 metreye yükselen Büyük Hacet Tepesi’ne gerçekleştirdiğimiz zirve yürüyüşünde, yaz mevsiminin vedasını ve sonbaharın gelişini doğanın kalbinde karşıladık. Kastamonu–Çankırı sınır hattında yükselen Ilgaz silsilesi, Karadeniz ile İç Anadolu arasındaki iklim geçişinin doğal eşiği sayılır; bu nedenle zengin orman dokusu, serin rüzgârları ve geniş manzara açıklıklarıyla her mevsim bambaşka bir yüzünü gösterir. Biz de bu yürüyüşte, sararmaya başlayan yaprakların tonları eşliğinde, ormandan alp çayırlarına doğru yükselirken dağın mevsimler arasındaki köprü rolünü adım adım hissettik.
Parkurun ilk kesimlerinde karaçam, sarıçam ve göknarların egemen olduğu sık orman dokusu içinden ilerledik. İrtifa arttıkça ağaç boyları kısaldı, açıklıklar çoğaldı ve Ilgaz’ın dalgalı sırtları ufka doğru açılmaya başladı. Patikalar yer yer geniş yol kesitlerine kavuşsa da, özellikle üst kotlarda taşlık zeminde ritmi korumak, rüzgârı doğru okumak ve grubun temposunu uyumlu tutmak performans kadar güvenlik açısından da belirleyici oldu. Toplam 1.100 metre yükseldiğimiz ve 16 kilometre boyunca devam eden bu rota, hem kondisyon hem de odaklanma isteyen ama ödülü büyük, dengeli bir dağ yürüyüşü sundu.
Sırt hattına ulaştığımızda Ilgaz’ın karakteristik manzarası bize kapılarını açtı. Kuzeyde koyu yeşil orman denizi ve derin vadiler, güneye bakan yamaçlarda ise İç Anadolu platosuna doğru uzanan daha kuru tonlar aynı kadrajda buluşuyordu. Ufuk çizgisi, uygun açıklıklarda komşu kütlelerin siluetlerini de işaret ederken, rüzgârın taşıdığı serinlik yorgun bacaklara taze bir ritim kazandırdı. Zirveye doğru son metrelerde, taş bloklar ve yer yer gevşek zemin üzerinde adımları dikkatle yerleştirip ekibe aitliği ve yardımlaşmayı güçlü tuttuk; her bir katılımcının katkısıyla zincir gibi birbirine eklenen adımlar, bizi Büyük Hacet’in tepesinde aynı dairesel manzarada bir araya getirdi.
Büyük Hacet, Ilgaz silsilesinin en yüksek noktası olmanın ötesinde, bölgenin doğal tarihine dair de bir nirengi gibidir. Karadeniz’in nemli rüzgârlarına karşı set oluşturan bu kütle, üst kotlarda alp çayırları ve step etkili bitkilerle, alt kotlarda ise ibreli ormanlarla zengin bir biyolojik yelpaze barındırır. Sonbahar eşiğinde yürümek, bu kuşaklar arasındaki geçişi berrak bir şekilde görmeyi mümkün kıldı: ormanda iğne yapraklıların derin yeşili, açıklıklarda sarı–kehribar tonlara dönen otsu türlerle kontrast oluşturdu; yerdeki yaprak halıları ayaklarımızın altında yumuşak bir ritim yarattı.
Zirvede, 2.587 metrelik yüksekliğin getirdiği açıklık hissi ve rüzgârla birlikte, rotanın geride kalan bölümüne dönüp baktığımızda çizdiğimiz hattın netliği yüzlere yansıyan bir memnuniyete dönüştü. Geniş ufuk çizgisinde, kuzeyin sık ormanları ve güneyin dalgalı platosu iki farklı coğrafi karakteri tek bir manzarada birleştiriyordu. Kısa bir mola boyunca, grup olarak hem manzaranın hem de başarının tadını çıkardık; dayanışma, uyum ve temkinli ilerlemenin bizi buraya taşıdığını bilerek.
Dönüşte, taşlı üst kotlardan yeniden orman zonuna süzülen patikalar, günün ışığıyla birlikte başka bir renk paleti sundu. Öğleden sonra gölgeleri uzatan ağaçlar arasında adımlarımız düzenli ve kontrollü kaldı; inişte eklemlere binen yükü azaltmak için tempo ve sıra düzenini korumaya özen gösterdik. Ilgaz’ın iyi bakılmış patikaları ve belirgin geçişleri, grubun 29 doğaseverden oluşmasına rağmen akıcılığı bozmadı; rehberlik ve artçılık görevleriyle güvenlik zinciri yürüyüş boyunca kesintisiz işletildi.
Bu faaliyet, yalnızca bir zirve hedefinin işaretlenip geçilmesi değil; mevsim eşiğinde, farklı ekosistem katmanlarını içeren bir dağ bütününün deneyimlenmesiydi. Ilgaz’ın sessizliği içinde, rüzgârın taşıdığı reçine kokuları, yaprak hışırtıları ve üst kotlarda taşların tok sesi gün boyu bize eşlik etti. Doğaya saygı ve iz bırakmama ilkeleri doğrultusunda, atık yönetimi ve flora–fauna hassasiyeti konularına titizlikle riayet ettik; molalarımızı belirlenmiş açıklıklarda, yürüyüş hattını bozmayacak şekilde planladık.
Sonuç olarak, 16 kilometrelik parkurda 1.100 metrelik irtifa kazanımıyla tamamladığımız Büyük Hacet zirve yürüyüşü, sezon geçişinin en güzel renklerini, Ilgaz’ın dengeli ama karakterli hatlarıyla buluşturdu. Katılımcıların yüksek motivasyonu, birbirine destek olan takım ruhu ve dikkatli rota yönetimiyle, hem güvenli hem de tatmin edici bir dağ deneyimi yaşadık. Ilgaz, Karadeniz’in serin soluğuyla İç Anadolu’nun dinginliğini bir araya getiren benzersiz bir dağ; Büyük Hacet ise bu bütünün doruk noktası olarak, her mevsim yeniden çağıran bir hedef. Bu yürüyüş, o çağrıya uyup, doğayla kurduğumuz bağın gücünü tazelediğimiz unutulmaz bir gün olarak hafızalarımızda yerini aldı.